- Sistem yönetimi
Sistem, bir bütün oluşturmak üzere bir araya gelmiş birbiriyle karşılıklı ilişki içinde bulunan bileşenlerin belli bir amacı gerçekleştirmek üzere uyumlu bir şekilde bir arada çalıştığı yapıdır.
Sistemin güvenilir ve dengeli olması önemlidir. Bunu sağlayamamış sistemlerin kullanışlı olması mümkün değildir. Sistemin güvenilir olması , her zaman aynı çıktıyı üretebilmesi anlamına gelir. Bu sistemin geri besleme özelliğinin iyi çalışmasına bağlıdır. Geri besleme işlevinin amacı, çıktılar ile önceden saptanmış standartlar arasındaki farklara ilişkin bilgiyi, sisteme iletmek suretiyle gerekli düzeltmelerin yapılmasını sağlamaktır. Bu şekilde sistem kendi denetimini sağlamış olacaktır.
Sistemin içinde yer alan alt sistemlerin sistemin amacı doğrultusunda çalışmaları esastır. Böyle olmayıp ta, alt sistemler kendi amaçları doğrultusunda çalışırlarsa , bütünün amacının gerçekleştirilmesi yolunda büyük engeller ortaya çıkar. Çünkü önemli olan sistemin başarısıdır , sistemin optimizasyonudur. Alt sistemler , ancak sistemin amacı doğrultusunda çalışırlarsa sistem başarılı olur. Aksi durumda , alt optimizasyon denilen durum ortaya çıkar. Alt optimizasyon alt sistemlerin kendi başlarına başarılı olması demektir ki , buda hiçbir zaman sistemin başarısı olarak algılanmaz. Temel amaç sistemi başarılı kılmaktır ki ; sistem yaklaşımının hedefi de budur.
Sistem yaklaşımında bir öğeyi tek başına ele almak yerine , onu ait olduğu sistem içerisinde incelemek , sistem içindeki rolünü ve diğer öğelerle olan ilişkilerini gözden kaçırmamak gerekir. Sistemin herhangi bir fonksiyonunun sistemin amacına aykırı davranması halinde sistem yaşamaz ölür. Bu parçadan başlayan bozukluk tüm sistemi etkiler, onu giderek bozar. Bu nedenle aksaklığın zamanında teşhis edilmesi ve önlem alınması, sistemin taşıması bakımından büyük önem taşır.
Yönetimin görevi, çeşitli işlevsel bölümlerin faaliyetlerini uyumlaştırmak , birbirleriyle ilişkilendirmek ve işletmenin bütünsel amaçları doğrultusunda optimize etmektir.
- Üretim Yönetimi
Mal veya hizmetlerin üretildiği sisteme "üretim sistemi" adı verilir. Bu sistemin organize edilmesi , planlanması ve planların yürütülmesi faaliyetlerinin tamamı "üretim yönetimi" olarak adlandırılır. Üretim yönetimi, işletmenin elinde bulunan insan gücü, makine, malzeme, enerji ve bilgi gibi kaynakların istenilen kalitede, istenilen zamanda , istenilen yerde ve istenilen miktardaki ürün yapımını sağlamak üzere etkin ve verimli bir şekilde bir araya getirilmesidir.
Modern yöntemleri işletmelerin gerçekleştirebilecekleri rasyonel bir hedefin saptanması, buna göre organize olmaları, planların yapılması , planların bu çerçevede yürütülmeleri ve sonuçları sık sık kontrol edilerek amaçtan sapma olup olmadığını araştırılmasıdır. Kontrol ve koordinasyon fonksiyonları ise, yürütme fonksiyonu ile her zaman içiçedir. Koordinasyon ve kontrol olmadan yönetim mümkün değildir. Üretimin denetimi, kalitenin denetimi, stokların denetimi, maliyetin denetimi gibi konular bu bağlamda kontrol fonksiyonu görevleri arasında kabul edilir.
Üretim ile ilgili bir yapılanmada yer alması gereken birimleri şöyle sıralayabiliriz ;
- Ürün Geliştirme veya Ürün Mühendisliği
- İmalat Mühendisliği
- Üretim Planlama ve Kontrol
- İşletme Mühendisliği
- Kalite Kontrol ve Güvenilirlik Mühendisliği
- Malzeme Yönetimi
- Maliyet Kontrol
- Kapasite Yönetimi
Kapasite ; birim zamanda elde edilen üretim miktarıdır. Kapasite ; saate, günde , haftada, ayda, yılda, veya daha başka zaman aralıklarında şu kadar kişi vb. gibi belirli bir zaman aralığındaki çıktı miktarı olarak tanımlanması daha doğrudur. ex/ Bir işçinin kapasitesi, onun belli bir zaman dilimi içerisinde yapabildiği iş miktarıdır. Aynı şekilde bir makinanın kapasitesi de, o makinanın birim zamanda gerçekliştirdiği üretim miktarını anlamaktayız.
Kapasitenin yanlış hesaplanması üretimde ciddi duraklamalara , işlerin yığılmasına yol açabilir, sonuçta program aksar.
Kapasitenin belirlenmesinde etken olan faktörler ;
1-Talebin büyüklüğü
Talep ne kadar büyükse, kapasite o kadar arttırılır. Kuşkusuz burada üretilecek malın satılabilir olması, başka bir deyişle , talebi doyurması, tam anlamıyla karşılaması gerekir.
2-İşletmenin stok politikası
İşletme stok yapmayı göze alıyorsa , ki bu riskli bir karadır, o taktirde kapasite olması gereken düzeyin altında olabilir. Çünkü birden bire büyük bir talep patlaması halinde bunu karşılama olanağı bulunur.
3-Makinaların arızalanma frekansları
Makine parkı yaşlı veya makinalara normalin üzerinde iş yüklenirse arızalanma periyotları gittikçe kısalır, daha sık arızalanırlar ve bozuk mal üretmeye başlarlar. Bu durumda , kapasitenin yüksek tutulması gerekmektedir.
4-İşçi verimliliği
İşçinin üretimdeki rolü çok önemlidir. İyi motive edilmiş, işine bağlı ve dikkatli bir işçi daha fazla üretir. Bu da işgücü veriminin artması denmektir. İş gücü verimi yüksek ise kapasitenin bir miktar düşük olmasının zararı yoktur.
5-Fire oranı
Fire ne kadar çok olursa üretimde o kadar çok kayıp var demektir. Bu durum bir miktar işçi verimliliği ile gözükse de, bazı üretim çeşitlerinde hammadde , malzeme veya makine unsurları nedeniyle fire kaçınılmaz olmaktadır. Bu miktarı çokluğu oranında kapasitenin artırılması gerekmektedir.
- İş Analizi
Üretim sistemlerinin üretken ve verimli çalışması yolunda en önemli konulardan birisi; bir önceki evrede saptanan ve tanımlanan işlerin en iyi yapılama usullerinin bulunup ortaya çıkarılması, bununla ilgili standartların saptanması, işin gerektirdiği niteliklerin tespit edilmesidir. Bu çalışmaların tümüne iş etüdü(work study) veya iş analizi(job analysis) ismi verilir.
İş analizi; bir kuruluşun veya organizasyonun çalışması ile ilgili tüm ayrıntıların, spesifikasyonların, standartların tespiti aşaması veya görevidir.
İş Sisteminin Kurulması
İş sisteminin hazırlanması İş tasarımı
İş Analizi
Organizasyonun
İncelenmesi
İş Akış ve Operasyonları Şeması
İşlem süreç (proses) şeması:
Anahtar proses şeması (outline process chart) olarak ta bilinir. Metot etüdü yapılmadan önce, sürecin genel olarak incelenmesi olarak incelemesi amacıyla düzenlenir. Süreçte yer alan tüm işlemler , yukarıdan aşağıya doğru gösterilir. Ayrı iş istasyonlarında işlenen parçaların montajında izlenen sırayı göstermekte kullanılır. Bu nedenle , şemada yalnızca işlem ve muayyenler gösterilir, taşıma-depolama ve beklemeler gösterilmez.
İşlem akış şeması:( flow process chart)
İşlem süreç şemalarının ayrıntılı hale dönüştürülmüş şeklidir. Mesafe ve zaman bilgisi de içerir.bir işin veya ürünün fabrikadaki tüm işlemleri semboller yardımıyla ayrıntılı olarak gösterilir. Süreçte yer alan işlemler akış sırasına göre, insanın yaptığı çalışma veya malzemenin gidişi izlenerek kaydedilir.
İş akış diyagramı:( Flow diagram)
İşin akışını işyerinin planı üzerinde göstermek gerekebilir. Bu durumda işlem akışı şemalarıyla yetinilmez.
- Talep Tahminleri
Ürüne pazarda oluşacak talebin işletme yöneticileri tarafından bilinmesi gerekir ki , ona göre bir takım kararlar alınsın, hazırlıklar yapılsın ve eyleme geçilsin. Bunun sonucunda, kapasite kestirilen talebe göre ayarlanacak, üretim faktörleri (iş gücü, makine, malzeme, para) optimum ölçüde bir araya getirilecek, üretimde kullanılacak yöntemler seçilecek, faaliyetin düzgün yürümesi açısından , üretim planlama çalışmasının gerçekleştirilmesi gerekecektir.
Bu aşamada sorulacak önemli sorular;
- Hangi makinelerde ve hangi sırayla üretim yapılacak?
- Ne zaman ve ne miktarda üretim yapılacak?
- Ne zaman ve ne miktarda stok yapılacak?
Talep tahminlerinin üretim yönetimindeki yeri
Ürün tasarımı Üterim planlama ve Üretim kontrol
Süreç tasarımı programlama Stok kontrol
Kapasite planlama İşçi kontrol
Ekipman temini Maliyet kontrol
- Üretim Planlama
Üretim planlama, gelecekteki imalat faaliyetlerinin düzeylerini ve kapasite sınırlamalarını belirleyen işlevdir. Üretim planın girdi verileri şunlardır:
- İş yeri düzeni
- Makine ve insan gücü kapasitesi
- Satış kestirimleri
- Stok denetim yöntemleri
- Zaman standartları
Üretim planlama, bu verilerden yaralanarak, belirlenmiş olan işletme politikasına uygun, akılcı ve planlar oluşturma işlemidir. Üretim planlama çalışmaları şu sıralamaya göre yapılır:
- Üretim planın kapsayacağı zaman aralığı saptanır. Genellikle birer aylık dilimler halinde, bir yıllık dönem esas alınır.
- Kapsanacak dönem için talep kestirimleri yapılır. Bu kestirimlerde geçmiş dönemlerin verilerinden yararlanılır.
- Planlama dönemi içinde üretilmesi istenen miktar miktar bulunur ve dönem dilimlerine dağıtılır.
- Planlama dönemi başındaki ve sonundaki stok düzeyleri belirlenir.
- Stok düzeylerini, üretim hızını ve kapasite durumunu kontrole yarayan bu plan daha sonra üçer aylık dönemleri kapsayan haftalık üretim programlarına dönüştürülür.
Bir üretim planı hazırlanırken uyulması gereken ilkeleri şöyle özetleyebiliriz:
- Uygun planlama döneminin seçilmesi
- Uygun ürün gruplarının oluşturulması
- Sınırlayıcı etmenlerin göz önünde bulundurulması
Üretim planı genel olur ve ayrıntıya inilmez. Üretim planı bağlayıcı değildir ve üzerinde gerektiğinde değişiklik yapılabilir. Yalnız bu tip değişikliklerin önceden sıkı bir kurala bağlanmasında büyük yarar vardır. Aksi halde , sık sık değişmesi durumunda plandan beklenen yarar sağlanmaz.
İmalat Emirleri
Üretim programının hazırlanabilmesi için imalat emirlerinin üretim planlama tarafından çıkartılmış olması gerekmektedir. İmalat emirleri, her ürün ve her parti için ayrı ayrı hazırlanır. İmalat emri;üretilecek bir ürünün hammade halinden son ürün haline gelinceye dek uygulanan tüm işlerin sırası , zamanları, makine ve işçi gereksinmeleri ile siparişin miktarını ve teslim tarihini gösteren bir belgedir. Üretim planında yer alan tüm siparişler için ayrı ayrı imalat emirleri hazırlanır. Her sipariş için fabrikada izleyeceği yol ve adam-gün cinsinden işlem süreleri bilindiğine göre , siparişler teslimat sıralarına göre (önceliklerine) yerleştirilerek haftalık üretim programları oluşturulur.
Üretim Programı
Üretim planı bir ürün grubu için stoku azaltmak veya çoğaltmak suretiyle üretim debisini belirler. Master üretim programıysa bu üretim programını daha ayrıntılı parçalara bölerek belirli bir ürün ve kapasite bilgilerini içerir .Üretim planının aksine, üretim programları daha bağlayıcı olup üzerinde sonradan sık sık değişiklik yapılmaz. Üretim programının değiştirilmesinin siparişin iptali, hammadde kıtlığı veya yeterli iş gücünün temin edilmemesi gibi ciddi nedenlere dayanması gerekir.
Bir üretim programları şu işlevleri yerine getirmelidir:
- İşleri, makinaları ve iş gücünü iş merkezlerine göre dağıtmak. Bu karar, mevcut kapasite ile gereken kapasitenin bir karşılaştırması yapılarak verilir.
- İşlerin önceliklerini saptamak
- Programlanan işlerin yapılmasını sağlamak
- İşlerin son durumunu kontrol etmek
- Kritik veya gecikmiş işleri takip etmek
- Değişikliklere göre işleri yeniden düzenlemek
Ayrıntılı hazırlanmış üretim programlarında günlük, saatlik hatta dakikalık bazda yapılması gereken işlemler, işçilere iş dağıtımı, makine değiştirme, hazırlama, ve ayarları(set-up) gibi tüm detaylara yer verilir.
İşçilik gereksinmesi hesabı, üretim programlarının yapımı aşamasında mutlaka kapasite gereklerine göre sınanmalıdır.
Örnek tablo aşağıda verilmiştir
Ürün | Proglamlanan Üretim | Standart İşçilik Zamanı/Birim | Toplam İşçilik Saati |
A | 5400 | 0,72 | 3.888 |
B | 12500 | 1,15 | 14.375 |
C | 7800 | 0,65 | 5.070 |
Toplam işçilik Gereksinmesi: | 23.333 |
Tablodan görüleceği gibi, üç ürün için toplam 23,333 saatlik işçilik kapasitesine ihtiyaç vardır. Bu miktarı 8 saatlik vardiyaya bölersek, 24000 / 8=3000 adam-günlük ihtiyaç ortaya çıkar.6 ayda 120 iş günü bulunduğuna göre 3000/120=25 işçi/gün.
Fabrikada 20 işçi çalışıyor. Günlük üretim kapasitesi;20*8=160 işçilik saati olduğuna göre, ayda 160*20=32000 ve 6 aylık işçilik kapasitesi 3200*6=19200 saattir. Bu durumda kapasite açığı olan yaklaşık 5200 saati 120 ye bölersek günlük ek işçi ihtiyacımız 5 işçidir.
Üretm programlama çalışmaları iki temel aşamadan oluşur:
- Makine yükleme : Üretim programlarında yer alan işlerin ne zaman, hangi iş merkezlerinde, hangi makineler ve işçiler tarafından yapılacağı tam olarak saptanan işlerin mevcut kapasiteye dağıtılması işlemidir. Bu işlemler için Gannt şeması veya atama algoritması gibi yöntemler kullanılır.(bk. sayfa 196-197)
- İşlerin sıralanması : Üretim programlarında yer alan siparişlerin önceliklerinin saptanması işidir. Bu işlemde Jhonson algoritması kullanılarak yapılır.(bk. Sayfa 198)
- Stok Yönetimi
Stok sorunu tüm üretim işletmelerinde verimsizliğin, üretimin düzgün yürümesinin başlıca nedeni sayılır. Stokların artması işletmeyi finansal darboğaza sokar, maliyetler artar, talebe cevap verme süresi uzar, gecikmeler artar.
Stok yönetim sistemleri iki grupta toplanabilir.
- İstatistiksel sipariş noktası yöntemi : Talebin sürekli olduğunu ve yalnız rassal dalgalanmalardan etkilendiğini varsayar. Yöntem her zaman için elde stok bulundurmaktır. Sipariş noktası yönetiminde, stoklar önceden hesaplanmış bir miktarın altına düştüğü zaman stok yenileme siparişi verilir. Stoklar sipariş miktarı altına düştüğünde hemen yenilenir. Her stok kalemi için ayrı ayrı hesaplanan sipariş miktarı, yenilenen malzemenin temin süresine ve talebin kestirimine bağlıdır. Kestirim hatalarını karşılamak üzere güvenlik stokları da sisteme alınır.
- Malzeme gereksinme planlaması yöntemi: Bu konuya ayrıntılı olarak daha sonraki bölümlerde değinilecek.
- Bakım Yönetimi
İyi bir bakım planlaması şu yararları sağlar:
- Taleplerin ve siparişlerin zamanında karşılanması
- Makinelerin ve işçilerin gereksiz yere boş kalmaması(verimlilik açısından önemlidir)
- Üretimde kayıpların azalması, buna karşın kalitenin yükseltilmesi
- Makinenin ömrünün artması
- Üretkenliğin artması
Zayıf nokta analizi: Bir makineyi oluşturan elemanların arıza dağılımları farklıdır. Bu analizde , makineyi oluşturan elemanlar iki kritere göre sıralanırlar. Bozulma frekansı yüksek olanlar koruyucu bakımda öncelikle ele alınacak parçalardır.
Bir işletmede, her makinenin veya tezgahın hangi tarihte bakımının yapıldığı, hangi tarihlerde ne tür arızaların giderildiği ve hangi parçaların değiştiğini gösteren kayıtların tutulması zorunludur. Bu kayıtlar ilerideki olası tamir ve bakımların önceden planlanması için gereklidir. Buna göre, olası arızalar için istatistiksel dağılım ortaya konabilir.
- Kalite Yönetimi
Kalite yönetimi, işletmenin kalite ile ilgili sorunlarını sistemsel bir çerçeve içinde planlayan, programlayan ve çözen sistematik bir anlayıştır. Aynı zamanda kalite yönetiminin görevi, işletmeye giren ve işletmeden çıkan maddelerin belirlenmiş standartlara göre izlenmesi ve gerekli işlemlerin yapılmasından sorumludur.
Kalite yönetimi kavramında işletme içi ve dışındaki grupların isteklerini, taleplerini dikkate alan, onların amaçlarını ortak bir potada eriten, uzlaştıran bir yönetim biçimine ihtiyaç vardır. Bu yönetim tarzı; çeşitli alt sistemlerin ve diğer ilişkili sistemlerin amçlarını uyumlaştırmak için sistem yaklaşımı felsefesini benimsemek zorundadır. Bu nedenle kalite yönetimi denildiğinde, işletmenin kalite ile ilgili sorunlarını sistemsel bir çerçeve içinde planlayan,programlayan, çözen sistematik bir anlayış oluşmaktadır. Diğer bir deyişle , kalite yönetimi, işletmeye giren ve işletmeden çıkan maddelerin belirlenmiş standartlara göre izlenmesi ve gerekli işlemlerin yapılmasıdır.
Kalite sorununu gidermek için oluşturulacak işletme içi kalite kontrol mekanizmalarının( gerek personel, gerekse sistem maliyetlerinin yüksekliği burada ikinci plandadır) maliyeti, işletmenin kaybedeceği işler yanında önemsenecek boyutta değildir.
Hiç şüphesiz kalite ve kontrol ayrılmaz iki kavram ve kalite kontrol işleminin işletmeye getireceği çok önemli yararlar vardır. Bunlar;
- Iskarta, işçilik ve malzeme kayıplarında belli oranda azalma
- Maliyette azalma
- Satışlarda artış
- İşçi-iş veren ilişkilerinde rahatlık
- Şirket güvenilirliği ve saygınlığına katkı
Gibi temel yararlardır. Üretim yapan firmalarda kalite kontrolde yapılması gereken kontroller;
- Hammaddenin kontrol edilmesi
- Üretim sırasında yapılan kontroller
- Sevkiyatta yapılan kontroller olarak üç grupta toplayabiliriz.
Kalitenin konusu (continuous improving) sürekli gelişmedir ve sonu yoktur. Bu nedenle bu konuya burada bir nokta koyuyorum ama siz hayatınız boyunca koymayın.J
- Lojistik Yönetimi
Müşteri istek ve ihtiyaçlarına uygun olarak, üretim noktasından tüketim noktasına hammadde, yarı ürün,son ürün ve ilgili bilginin verimli ve etkili bir şekilde, akışı ve depolanmasıdır. Bu hizmetin içinde yer aldığı sürece de lojistik süreç adı verilir. Lojistik süreç;lojistik hizmetinin planlanması, uygulamaya konulması ve kontrol edilmesidir.
Lojistik hizmetlerinin kapsamına giren konuları da şöyle özetleyebiliriz;
Müşteri hizmeti, taşıma, depolama, talep tahmini, stok kontrol, sipariş işleme, dağıtım iletişimi, satın alma, malzeme aktarma, parça ve servis desteği, ambalaj, iade ürünler
Dağıtım sistemini ilgilendiren sipariş işleme, taşıma, depolama, üretim planlama, satın alma, stok yönetimi, müşteri hizmeti gibi faaliyetler birbirleriyle uyum içinde çalışmazlarsa stoklar bazı ara noktalarda birikir. Bu noktalar; işletmenin çeşitli alt sistemlerinin örtüşme noktalarıdır. Tedarikçi-Satın alma, Satın alma-Üretim, Üretim- pazarlama, Pazarlama-Dağıtım, Dağıtım-Toptancı, Toptancı-Perakendeci, Perakendeci-Son kullanıcı/Tüketici
Lojistik Kararlar:
1-Satın alma: Satın alma faaliyetinin içermiş olduğu çeşitli kararlar bulunur. Bunlar; tedarik kaynaklarının seçimi,zamanlama,fiyat anlaşması,kalite kontrolü vb. kararlardır.
2-Sipariş İşleme: Siparişin işlemesinden başlayarak ambardan mal yüklenmesine kadar geçen sürede yapılan işlemlerin tümünü kapsayan faaliyettir.
Sipariş işleme; şu faaliyetlerden oluşur: Sipariş girişi, sipariş düzenlenmesi, sipariş programlanması, sipariş yükleme setinin hazırlanması, faturalama, ekleme/çıkarma, sipariş durumu hakkında bilgi, sipariş izleme, ürün hakkında bilgi istekleri
3-Talep Tahminleri:Talep tahmini, müşterilerin gelecekte belli bir noktada ihtiyaç duydukları ürün ve hizmet miktarının belirlenmesidir. Bu tahminler; pazarlama yönetiminin promosyon stratejilerini, fiyatlama stratejilerini, satış gücünü tahsisini ve Pazar araştırmaları faaliyetlerini etkiler. Üretim yönetiminin üretim plan ve programlarını, satın alma stratejilerini, fabrika-işçi stok politikalarını etkiler.
4-Stok Yönetimi: Başarılı bir stok yönetiminin hedefi, arzu edilen müşteri hizmet düzeyini sağlayacak ve bunu yaparken diğer lojistik hizmetlerin(taşıma, depolama, malzeme aktarımı vb.)maliyetini dengeleyecek bir stok düzeyini belirlemektir.
5-Taşıma Sistemleri:Ürünlerin üretim kaynağından tüketim noktasına akışını sağlayan sistemlerdir. Taşıma fonksiyonu şu temel kararları kapsar:
-Taşıma yönetiminin saptanması(demiryolu,karayolu,havayolu,deniz yolu veya boru hattı vb.)
-Güzergahın seçilmesi
-Taşıma yönetmeliklerine uyulması
-Ulusal ve uluslar arası yükümlülüklerinden haberdar olma
6-Depolama:Ürünler fabrikada,ve/veya sahada depolanmalıdır. Bu ihtiyaç JIT ortamından minimum düzeyde olacaktır.
Depolama konusunun kapsamına stokları bulundurmak için kullanılan alanın yönetimiyle ilgili faaliyetler girer. Bu faaliyetlerde şu kararların alınmasına gerek duyulur:
-Depolama olanaklarının temin yolu(kiralama/lesasing,satınalma)
-Ürün karışımı
-Verimlilik ölçümü
-Emniyet ve bakım
-Personel eğitimi
-Güvenlik sistemleri
7-Fabrika ve Depo Yer Seçimi:Amaç;elle yapılan işlemleri azaltmak, taşıma uzaklıklarını azaltmak, darboğazlardan arınmış düzgün akışı sağlamak, artık-fire-bozulma-kırılma çalınma gibi kayıpları azaltmak...
9-Hurda ve firelerin uzaklaştırılması:Üretim ve lojistik süreçlerin yan ürünü olan bozuk-hatalı malzeme ve firenin tekrar kullanımı veya dönüşümü mümkün değilse, lojistik sistem bu maddeleri etkili ve verimli bir şekilde toplamalı ve depolanmalıdır. Kullanılabilir ve dönüştürülebilir malzemelerde yeniden işlenecek noktalara taşınmalıdır.
10-Ambalajlama:Lojistik perspektiften bakarsak;ürünü taşırken veya depolanırken hasar görmekten koruyan ve ürünün taşınması veya depolanmasını kolaylaştıran böylelikle ellemeyi azaltan ve malzeme elleme maliyetini düşürten) bir unsurdur.
- Toplam Kalite Yönetimi
TKY , işletmelerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için üzerinde önemle durmaları gereken konuların başında gelmektedir. Üretim yapan organizasyonların özelliklede işletme sistemlerinin birlikte sıkı bir işbirliğine dayalı olarak çalışmaları kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu başarmanın temel koşulu da organizasyonda görevli bireylerin aynı düşünce sistemleri içinde çalışmaları, başka bir deyişle aynı dili konuşmalarına bağlıdır. Bunun da temel şartı PROAKTİF düşünce sistemiyle çalışan bir işletme olmaktır.
Proaktif işletme; koşullara uyan değil, koşulları bir ölçüde değiştiren işletmedir. Koşulların hep aynı biçimde kalmayacağını bilir, ne yönde değişeceğini kestirmeye çalışır ve hazırlıklarını buna göre yapar, yani koşulların önünde gider. Proaktif yaklaşım, hataları oluştuktan sonra önlemeye çalışan değil, hataları oluşmadan önlemeye çalışan, zamanın önünde giden kuruluşların izlediği yöntemdir. Proaktif yaklaşım ile reaktif yaklaşımı karşılaştıralım:
Reaktif (tepkici) yaklaşım
- Bu düşünce tarzında kısa dönemli taktik planlama ağır basar.
- Sorun ortaya çıkmadan önlem alınmaz.
- Yarını değil, bugünü düşünür.
- Başarı şansa bağlıdır.
Proaktif (önleyici) yaklaşım
- Bu düşünce tarzında uzun dönemli, stratejik planlama ağır basar.
- Sorun ortaya çıkmadan , çıkacakmış gibi düşünerek önlem alınır. En kötü olasılık dikkate alınır.(worst case is valid)
- Yeniliklere öncü olmaya odaklıdır.
- Başarı mutlaka gelir.
- Toplam Kalite Yaklaşımı: Toplam kalite; bir organizasyonda yer alan tüm unsurların kaliteli olması demektir. Dolayısyla, ancak üretim zincirinde yer alan tüm girdilerin kaliteli olması ile çıktının kaliteli olması sağlanır. Bu bakımdan toplam kaliteyi sistem yaklaşımının organizasyona yansıması olarak ifade etmek mümkün olabilir.
Toplam kalite yaklaşımında ise, kalite; iş kalitesi, hizmet kalitesi, süreç kalitesi, bakım kalitesi, iletişim kalitesi, işçiler, mühendisler, büro elemanları ve yöneticiler dahil insan gücü kalitesi, sistem kalitesi, şirket kalitesi, hedeflerin kalitesi gibi işle ilgili tüm etkenleri içine alan çok geniş anlamlı bir kavramdır.
TKY' nin belli başlı konuları şunlardır;
- Kalite güvencesi
- Maliyet azaltılması
- Üretim kotalarının karşılanması
- Sevkiyat kotalarının karşılanması
- İş güvencesi
- Verimliliğin artırılması
- Tedarikçilerin yönetimi
- İç ve dış müşteri memnuniyeti: Toplam kalite işletmenin her düzeyindeki performansın iyileştirilmesine odaklaşır. Kalite, yalnızca kalite kontrol bölümünün değil, tüm çalışanların, en üstten en alta kadar herkesin görevidir. Bu nedenle, kaliteyi yalnızca imalat bölümü oluşturmaz, finanstan ,satın almaya , ihracata herkes bu zincirde yerini alır. Zincirin her halkası mükemmel olmak zorundadır. Aksi taktirde, ürün istenilen kalitede olamaz. Toplam kalite yönetiminde nihai hedef, müşteri tatmini ile sonuçlanacak ürünler yapmak ve sunmaktır. Bu sebeple, çalışanların memnuniyeti, müşteri memnuniyetinin sağlanmasında önemli bir basamaktır. Çalışan memnuniyeti denilince, iş güvencesi ve iş ortamının iklimi olarak da adlandırılan; öneriye açık, bilginin paylaşıldığı, fikirlerin serbestçe ortaya konulduğu, takım ruhunun hakim olduğu bir işletme akla gelir.
- Yönetimin kararlılığı ve liderliği: Toplam kalite gibi çok kapsamlı, hacimli ve zaman alan süreklilik arz eden bir projede üst yönetimin kendisini bu işe vakfetmesi olmadan başarıya ulaşmak olanaksızdır. Üst yönetim; çalışanları motive etmesi, yolu açması, önderlik yapması yanında, karalı olduğunu da göstermelidir. Çalışanlar, yönetimin kendilerine örnek olmasını isterler ve beklerler. Yoksa , yönetim destek vermezse, yılgınlık gösterirse çalışanları yönlendirmezse değişim sağlanamaz.
- Verilerle yönetim: Toplam kalite yönetiminde başarı verilere dayanmak zorundadır. Hiçbir şey lafta kalmamalıdır. Yapılan her işte ölçüm gereklidir, "ölçmezsen iyileşme olduğunu nasıl anlayacaksın." Bununla birlikte veri toplamada aşırıya gidilmemelidir. Veri ; doğru, zamanında ve anlamlı olmalıdır. Veri toplama, sorun alanlarını belirlemekte, başlıca nedenleri ortaya koymakta ve kontrol usullerini saptamakta yararlı olur.
- Ekip çalışması : Ekip çalışması toplam kalite modelini uygulayan işletmelerde yaşam tarzı haline gelmiş bir yönetim biçimidir. Organizasyonun katı, hiyerarşik, çok kademeli, emir-kumanda zincirinden ekipler halinde çalışma düzenine, yalın organizasyon biçimine geçmesi günümüzün bilgi paylaşımına dayalı çalışma anlayışına uygun ve sinerji yaratmayı amaçlayan bir örgütlenme biçimidir. Çalışanları motive eden, süreci sahiplenmeye iten, katılımcı olmayı teşvik eden bu tarz çalışma biçimi; sürekli iyileştirme mantığının gerekli kıldığı projelerle adım adım gelişmeyi öngören toplam kalite yaklaşımı ile örtüşür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder