24 Nisan, 2009

İş hayatında uluslararası örgütler...

    

    Uluslararsı örgütler, uluslararası faaliyetlerinin ve etkilerinin önemi bakımından bugün devletlerden sonra ikinci sırayı almaktadır. Özellikle gerçekleştirdikleri faaliyetleri açısından uluslararası ilişkiler bilimdalı çerçevesinde ele alınan bu uluslararası birimin yapısı ve yetkileri büyük ölçüde uluslarararası hukukun konusunu oluşturmaktadır. Herbir uluslararası örgüt amaçları, örgütlenme biçimi yetkileri üyeleri gibi çok degisik nedenlere bağlı olarak kendine özgü bir hukuksal yapı sergilemektedir. Ancak tüm uluslararası örgütlere ortak genel nitelikli birtakım uluslararası hukuk kuralları da vardır. Bunlar özellikle uluslararası örgütlerin devletlerle, kendi aralarında ve öteki uluslararası birimlerle olan iliskilerini düzenleyen kurallardır.Uluslararası örgüt kavramının bu iki özelliğini gözönünde tutarak ilk önce bütün uluslararası örgütlere ortak genel nitelikli uluslararsı hukuk kuralları ile aynı zamanda uluslararası örgütlerin fiilen varolan ortak noktalarından yararlanarak olusturulacak bir soyutlamayı da içeren genel veriler ele alınacaktır.


 

A.ULUSLARARASI ÖRGÜTLERIN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI


 


 

a)HÜKÜMETLERARASI VE HÜKÜMETLERDIŞI ULUSLARARASI ÖRGÜTLER SORUNU:

    Uluslararası örgüt kavramını en geniş anlamında aldığımız zaman uluslararası düzeyde faaliyet gösteren ticari amaç taşımayan her türlü birleşme anlaşılmaktadır. Ancak statülerini ve ilişkilerini düzenleyen hukuk düzeninin belirlenmesi söz konusu olduğu andan itibaren uluslararası hukukun konusunu oluşturan hükümetlerarası uluslararası örgütler ile çesitli ulusal hukuk düzenlerine bağlı olan hükümetler dışı uluslararası örgütler arasında bir ayrıma gidilmektedir. Hükümetlerarası uluslararası örgütler devletlerarası oluşturulan fakat kendilerini oluşturan devletlerden ayrı ve sürekli bir iradeye sahip olan ve devlet niteliği taşımayan birleşmelerdir.Uluslararası hukukta kısaca uluslararası örgüt denildiği ve herhangi bir başka sıfat eklenmediği zaman yalnızca bu hükümetlerarası uluslararası örgütler kastdedilmektedir. Biz de burada bu tür dar anlamında uluslararası örgütleri ele alacağız.             Hükümetler-dışı uluslararası örgütlere gelince değisik uyruktan özel yada kamu kişilerinin birleşmesi sonucu oluşan hiçbir devletlerarası anlaşma konusunu oluşturmayan ve uluslararası düzeyde faaliyet gösteren örgütlenmeleri belirtmektedir.


 

b)ULUSLARARASI ÖRGÜTLERİ DEVLETLERDEN AYIRAN ÖZELLİKLERİ :

    Bir uluslararsı örgüt ne kadar geniş yetkilerle donatılırsa donatılsın bir devletin sahip olduğu birtakım öğelere sahip değildir. Bu çerçevede en başta bir uluslararası örgütün ne üzerinde tam yetkili olduğu bir ülkesi ne de kendisine uyrukluk bağı ile bağlı bir insan toplulugu vardır.Ikinci olarak devletlerin oluşturduğu bir birim olarak uluslararası örgütler imperium denilen buyruk verme ve bunlara uymayanları uymaya zorlama yetkilerine sahip değildir.Bu bakımdan en gelişmiş uluslararası örgütler bile amaçlarına aykırı davranan kişilere karşı öngörülen yaptırımların uygulanmasını üye devletler aracılığı ile gerçeklestirmek zorunda kalmaktadır.Üçüncü olarak da devletlerin doğuşundan değişik olarak bir uluslararası örgütün doğması ancak üye devletlerin bu yönde kesin bir irade açıklamaları ile gerçekleşmektedir.Üye devletler bu iradelerini çoğunlukla bir andlaşma ile bildirmektedir. Ancak teknik anlamda bir andlaşma oluşturmayan ortak bildiri ve hatta paralel tek taraflı hukuksal islemler aracılığı ile bir uluslararası örgüt oluşturulması olanaklıdır. Dördüncü olarak uluslararası örgütlerin hukuk kişilikleri amaçları ile sinirli olduğundan devletlerin büyük çoğunluğunun tam ve münhasir yetkilere sahip hukuk kişiliklerinin aksine herbir örgüte göre değisen işlevsel (fonctionnelle) bir kişilikleri vardır.


 

c)ULUSLARARASI ÖRGÜTLERİN SINIFLANDIRILMASI:

    Uluslararası örgütleri çok degişik ölçütlere göre sınıflandırmak olanağı vardır.Uygulanan uluslararası hukuka bakıldığı zaman hukuksal açıdan anlamı olan belli başlı ölçütlerin şunlar olduğu görülmektedir:

i.Evrensel yada bölgesel olma

ii.Genel kapsamlı yada belirli bir konu ile ilgili olma

iii.Eşgüdüm (koordinasyon) sağlayıcı yada ulus üstü nitelikte olma.

    

    Evrensel uluslararası örgütler (universal international organizations;organisations internationales universelles)coğrafi bakımdan herhangi bir sınırlandırmaya bağlı tutulmayan bütün devletlerin üyeliğine açık uluslararası örgütlerdir. Bölgesel uluslararası örgütler (regional international organizations) ise yalnızca bir bölge devletlerinin üyeliğine açık uluslararası örgütlerdir. Genel yada öteki adı ile siyasal uluslararası örgütler (general international organizations) ya amaçları bakımından herhangi bir sınırlamaya bağlı tutulmayan yada belitilmeyen amaçları aslında çok geniş kapsamlı olan uluslararası örgütlerdir. Uzmanlaşmış yada öteki adı ile teknik uluslararası örgütlere (specialized international organizations) gelince bunlar belirli bir alanda faaaliyet göstermek amacı ile kurulmuş uluslararası örgütlerdir. Faaliyet gösterecekleri alanlara göre bu örgütleri de bir alt sınıflandırmaya bağlamak olanağı vardır.Böylece belli başlı konulara göre şöyle bir alt sınıflandırma olanaklıdır:

i.Ekonomik ve ticari

ii.Askeri

iii.Kültürel ve bilimsel

iv.Teknik hizmetler

v.Sağlık

vi.Çalışma

    

    Devletlerarasında yalnızca eşgüdüm sağlayan uluslararası örgütler ile ulus üstü nitelikli örgütler (supranational organizations) arasındaki temel fark ise ikincilerde üye devletlerin birtakım yetkilerinin bu örgüte devredilmiş olmasıdır. Bu fark özellikle uluslararası örgütlerin kararlarının hukuksal etkisi ve uygulaması konusunda ortaya çıkmaktadır.Ulus üstü nitelikli örgütlerin en gelişmişi Avrupa Topluluğu'dur.


 


 

B.ULUSLARARASI ÖRGÜTLERIN YAPISI:


 

a)ÜYELER(MEMBERS):


 

I)ÜYELER VE ÇALISMALARA KATILMA (MEMBERS AND PARTICIPATIONS)

    Uluslararası örgütlerin üyeleri büyük çoğunlukla yalnızca devletlerdir.Ancak bir kural dışılık olarak devlet niteliği kazanmamış toplulukların birtakım siyasal koşullar sonucu bazen tam üye olarak uluslararası örgütlere katıldıkları görülmektedir. Nitekim Milletler Cemiyeti Sözleşmesi'nin 1. maddesi 2.fikrası ''kendisini serbestçe yöneten dominyon yada sömürge '' statüsündeki topluluklarında Milletler Cemiyeti üyesi olabileceğini kabul ettiğinden o dönem henüz bağımsız bir devlet olamayan İngiliz Uluslar Topluluğu üyeleri KANADA, AVUSTRALYA, GÜNEY AFRİKA
BİRLİĞİ, YENİ ZELANDA ve HİNDİSTAN bu örgüte tam üye olarak katılmışlardır.Yine UKRAYNA ve BEYAZ RUSYA, SOVYETLER'den bağımsızlıklarını kazanana kadar federe devlet statülerine rağmen B.M. üyesi sıfatını taşımışlardır. Ancak B.M. andlaşmasının hazırlanmasına ve daha sonra örgüt üyeliğine bu iki federe devletten başka o dönemde henüz hukuksal olarak bağımsız devletler statüsünü kazanmamış Hindistan ,Filipinler gibi birimlerinde kabul edildiği görülmektedir. Bu durum B.M. üyeliği konusunda yalnızca devletlerden sözeden 3. ve 4. maddeye rağmen B.M.'in kurucu andlaşmasının hazırlandığı SAN FRANCISCO KONFERANSINA adı geçen birimlerinde siyasal nedenlerden çağrılı olmasından doğmuştur.Öte yandan kurtuluş hareketlerinin bile kimi uluslararası örgütler tam üye olarak kabul edildiğine rastlanmaktadır.                            Uluslararsı örgütlerin çalışmalarına katılma yalnızca tam üyeliğe bağlı bulunmamaktadır.Çesitli örgütler değişik biçimlerde birtakım koşulları yerine getiren devletleri ve öteki uluslararsı birimleri çalışmalarını katma yoluna gitmektedir. Bu yollardan en tanınmışı gözlemci statüsü ile uluslararası örgütün çalışmalarına üye olmayan devletlerin ve öteki birimlerin oy hakkı olmadan katılmasını belirtmektedir. Örgütlere göre gözlemcilerin bazen söz hakkı bulunduğu görülmektedir. Gözlemci statüsünden yararlanan birimlere gelince örgütlere göre değişiklik göstermesine rağmen su durumlarda gözlemci statüsünden kabul edildiği ortaya çıkmaktadır.     

i.henüz örgüt üye devletlerince devlet olarak tanınmamış devlet iddasındaki topluluklar

ii.uluslararsı örgütler

iii.kimi ulusal bağımsızlık hareketleri

    Öte yandan kimi uluslararsı örgütlerde ortak üyelik(associate member;membre associe)diye anılan bir statüye rastlanmaktadır. Bu statü sınırları kesin çizgilerle belirlenmiş bir kavrama bağlı bulunmayıp ilgili örgütlere göre değişmektedir.


 

II)ÜYELIK STATÜSÜ(membership)

    Bir uluslararası örgütün üyeliğine kabul edilme gerek örgütün gerekse üyeliğe başvuran devletin isteğine bağlıdır.Bununla birlikte uluslararsı örgütlerin genel nitelikli birtakım koşulları yerine getiren bir devleti üye olarak kabul etme yoluna gitmektedir. Bir tür uluslararası örgütlerin bir devleti üyeliğe kabul ederken yaptıklari incelemeler ve oylama ilke olarak yalnızca aranan genel koşulların yerine gelip gelmediği ile ilgilidir. Bunlara açık uluslararsı örgütler denilmektedir buna karşılık birtakım uluslararası örgütler yalnızca belirli bir durum ve konumdaki devletleri üye olarak kabul etmektedir. Bu tür uluslararası örgütlerede kapalı uluslararası örgütler denilmektedir. Açık uluslararsı örgütlere yeni üye kabulü genellikle oy çokluğuyla gerçekleşirken kapalı ulslararası örgütlere yeni üye kabulü yalnızca oy birliği ile gerçekleşebilmektedir. Bir uluslararası örgüte kabul edilecek üyelerde aranan özelliklere gelince bunlar örgütlere göre değişmektedir. Bunların belli başlıları duruma göre barışçı olma, aynı siyasal görüşten olma(NATO) aynı ürünü üretme (OPEC), aynı ekonomik yapıya sahip olma(COMECON), aynı bölgeden olma(AFRIKA BIRLIGI ÖRGÜTÜ)gibi çok değişik amaçlardan kaynaklanmaktadır. Üyeliğe kabul genellikle üye devletlerin bir oylaması ile gerçeklestirilmekte olup başvuruların otomatik olarak üyelik doğurması bir kuraldışılık oluşturmaktadır. Bu tür otomatik üyeliğin doğduğu durumlara örnek olarak uluslararası ATOM ENERJİSİ gösterilebilir.Uluslararası örgütlerin üyeleri ilke olarak eşittir. Bu eşitlik bütün üyelerin katıldığı en yetkili organlarda her üyenin bir oy hakkına sahip olması ile kendini göstermektedir. Ancak üyelerin esitliği ilkesi her üyenin bütün organlarda yer alacağı anlamına da gelmemektedir. Özellikle yürütme nitelikli organlarda yalnızca belirli sayıda üyenin varlığının ön görülmesi nedeniyle bu tür organlar bakımından üyelerin eşitliği bu organlara seçme ve seçilme açısından eşit haklara sahip olma biçiminde ortaya çıkmaktadır. Uygulamada uluslararası örgütlerin çok çeşitliliği çerçevesinde üyelerin eşitliği ilkesine birtakım kuraldışılıklar getirildiği görülmektedir. Bu kuraldışılıkların birincisi her üyeye bir oy hakkı tanımakla beraber birlikte kimi üyelerin oylarının olumsuz olmasının karar alınmasına engel oluşturması durumu olmaktadır. Kısaca veto hakkı (veto) diye anılan bu tür haklara sahip olan üyelerden birinin ilgili organda bir karara karşı çıkması karar alınmasına olanak vermemektedir.    Uluslararası örgütlerin organlarında üyelerin temsili (representation) genellikle hükümet temsilcileri tarafından gerçekleştirilmektedir. Ancak ender olarak kimi uluslararası örgütlerde hükümet dışı kurumların ve hatta halkın temsilcisi milletvekillerinin devletleri adına çalışmalara katıldıkları görülmektedir. Hükümet dışı kurumların temsilcilerinin üye devletler adına organlarında yer aldığı uluslararası örgütlerin en tanınmışı Uluslararası Çalışma Örgütü'dür. Bu örgüte üye devletler,örgütün ana organını oluşturan Uluslararası Çalışma Konferansında iki hükümet temsilcisi bir işveren ve birde işçi temsilcisi tarafından temsil edilmektedir. Halkın temsilcilerinin bir uluslararası örgüt organı çerçevesinde çalışmalara katılması ise kimi bölgesel uluslararası örgütlerde rastlanan bir durumdur. Uluslararsı örgütlerde üyeliğin sona ermesine gelince iki yolla olur. Birincisi çekilme(withdrawal) iki çıkarılma (expulsion) uluslararası örgütlerden çıkarılma konusunda temel kural kurucu andlaşmada hüküm varsa buna uyulmasıdır. Nitekim ilkeleri sürekli olarak çiğneyen devletlerin üyelikten çıkarılabileceği BM'de ön görülmektedir. Ancak çıkarılmaya kadar varmadan kimi uluslararası örgütlerin kurucu andlaşmalarının üyelik hak ve ayrıcalıklarını kullanılmasının askıya alınması olanağı da tanınmaktadır. Buna karşılık bir uluslararası örgütün kurucu andlaşmasının bu konuda herhangi bir hüküm içermemesi durumunda sorun hukuksal açıdan biraz daha zorlaşmaktadır. Nitekim 1969 Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi andlaşmanın temel hükümlerini çiğneyen tarafa karşı öteki tarafların fesih haklarının doğduğunu kabul etmektedir. Uygulama da bu görüşü doğrulamaktadır.


 


 

b)ORGANLAR(organs)


 

i)Organların kuruluşu ve yapısı

    Uluslararası örgütlerin üyelerinden ayrı olarak iradeleri kurdukları organları aracılığıyla açıklanmaktadır.Dolayısıyla her uluslararası örgüt az ya da çok sayıda organa sahiptir. Bunların sayısı konusunda uluslararası hukukta herhangi bir sınırlama söz konusu olmayıp her örgüt kendi gereksinmelerine uygun organlara sahip bulunmaktadır. Uluslararası örgütlerin ana organları (principal organs)genellikle kurucu andlaşma ile kurulmaktadır.Ancak kurucu andlaşmada öngörülen ana organlara ilişkin birtakım temel değişiklikler gerektiği zaman üye devletlerin yeni bir yada birkaç andlaşma yapmak yoluna gittikleri görülmektedir.                Uluslararası örgüt organlarının yapısına gelince, genelde bu organları çok değişik ölçütlere göre sınıflandırmak olanaklıdır. Bu ölçütlerin belli başlıları şunlardır:

i.organlarda devletlerin tümünün temsil edilip edilmemesi

ii.organların ana görevleri

iii.organları oluşturan üyelerin nitelikleri

iv.organların kurulmasında başvurulan yöntem

Birinci ölçüte göre uluslararası örgüt organlarının ikiye ayrıldığı görülmektedir.

i.bütün üyelerin katıldığı organlar

ii.belirli sayıda üyenin katıldığı organlar

İkinci ölçütü olusturan organların ana görevlerine göre sınıflandırmaya gidildiğinde şu türlerle karşılaşılmaktadır.

i.yol gösterici ve genel siyasetçi saptayıcı organlar

ii.karar organları

iii.yürütme ve yönetim organları

iv.denetim organları

Üçüncü ölçütü oluşturan organlara katılan üyelerin niteliklerine göre uluslararası örgüt organlarının üçe ayrıldığı gözlenmektedir.

i.hükümet temsilcilerinden oluşan organlar

ii.bağımsız örgüt görevlilerinden oluşan organlar

iii.üye devletlerin milletvekillerinden oluşan organlar

Dördüncü ölçütü oluşturan organların kurulmasında başvurulan yöntemlere göre de uluslararası örgüt organlarını iki ana sınıfa ayırmak olanaklıdır.

i.kurucu andlaşmayla kurulan ana organlar

ii.ana organların kararları yoluyla kurulan yardımcı organlar

    Herhangi bir uluslararası örgütün amaçlarına göre, yukarıda belirtilen çeşitli ölçütlere uygun olarak hangi tür organlara sahip olacağı kararlaştırılmaktadır. Geleneksel uluslararası örgütlerin genellikle üç organa sahip olma yoluna gittikleri gözlenmektedir.

i.yol gösterici ve genel kurul yada bir parlamenter meclis

ii.karar vermekle ve bazen de kismen yürütmekle görevli bölgesel örgütlerde tüm üyelerin evrensel örgütlerde ise sınırlı sayıda üyenin katıldığı organ

iii.yönetim göreviyle yükümlü bir genel sekreterlik


 

ii) Organların Görevlileri

    Uluslararası örgütlerin organları görevlerini yerine getirebilmek için çeşitli düzeyde yetki ve dokunulmazlıklarla donatılmış görevlilerin hizmetlerinden yararlanmak zorundadır.Uluslararası örgütler adına hareket etme yetkisine sahip olan görevlilerin tümüne genellikle uluslararası örgüt görevlileri (agents of international organizations)adı verilmektedir.Bu genel kavram U.A.D'nin 11.4.1949 tarihli Birlesmis Milletler Hizmetinde Uğranılan Zararların Giderilmesi konusundaki danışma görüşünde belirttiği gibi paralı ya da parasız sürekli ya da geçici olsun bir uluslararası örgüt organı tarafından onun adına birtakım yetkiler kullanmakla görevlendirilen her türlü görevliyi kapsamaktadır.Bu görevliler bir uluslararası organı oluşturan bağımsız kişiler olabileceği gibi bir uluslararası örgüt organı tarafından o örgüt adına geçici ya da sürekli olarak görevlendirilmiş herhangi bir devlet temsilcisi ya da herhangi bir birey olabilmektedir. Fakat bu uluslararası örgüt görevlilerinin çoğunluğu belirli bir örgüte hizmet sözleşmesi (contracts of service)ile bağlı ve yalnızca o örgüt hizmetinde düzenli çalışma yükümü altına girmiş uluslararası memurlar (international officials)ile bağlı ve yalnızca o örgüt hizmetinde düzenli çalışma yükümü altına girmiş uluslararası memurlar (international officials) oluşturmaktadır.


 

c)ULUSLARARASI ÖRGÜTLERİN YETKİLERİ(Powers of international organizations)

    

    Uluslararası örgütlerin sahip olduğu yetkiler her bir uluslararası örgütün ana görevine göre değişmektedir. Bu çerçevede ana görevi üye devletler arasında işbirliğini (cooperation) sağlamak olan uluslararası örgütlerin yetkileri çok daha sınırlıdır.Zira bu örgütlerde üye devletler hiçbir egemen yetkilerini doğrudan uluslararası örgüte devretmemiş bulunmaktadır. Bunlar geleneksel uluslararası örgütlerdir.Buna karşılık Avrupa Birliği gibi üyeleri arasında bütünleşmeyi (integration) sağlayan uluslararası örgütlerin yetkileri bir hayli geniştir. Zira bu tür örgütlerde kısmen ya da tamamen üye devletlerin yetkilerinin kendilerine devredildiği görülmektedir.Böylece ilgili örgüt üye devletler ülkesinde doğrudan geçerli olan kararlar almakta ve devletlerden bunların uygulanmasının sağlanmasını isteyebilmektedir. Uluslararası örgütlerin yetkileri ayrıca örgütün faaliyet biçimine bağlı olarak da değişiklikler göstermektedir. Böylece üye devletler arasında uluslararası konferansların biraz ötesinde bir işbirliği öngören uluslararası örgütlerle üyeler arasındaki işbirliğini denetleme ve gerektiğinde öngörülen kurallara uymayan üyelere karşı değişik yaptırımlar uygulamaya giden uluslararası örgütlerin yetkileri arasında farklar vardır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde kendisine tanınan yetkilerle güçlenmiş bulunan Avrupa Konseyi bu ikinci tür uluslararası örgütlerin önemli örneklerinden birini oluşturmaktadır.Öte yandan kimi uluslararası örgütler de tıpkı ulusal düzeydeki ekonomik kamu kuruluşları gibi doğrudan işletmecilik faaliyetlerinde bulunmaktadır. Böylece bir uluslararası örgütün örneğin belirli bir konuda doğrudan araştırma yapma ya da birşey üretme görevini yüklenmiş olduğu durumlarla karşılaşılmaktadır.Bugün bu tür uluslararası örgütlerin en önemli örneklerini uzaydan yararlanarak haberlesme ve iletişim konularında faaliyet gösteren INTELSAT ve INTERSPUTNIK oluşturmaktadır.Bu durumlarda uluslararası örgüt herhangi bir ulusal kamu işletmesinin sahip olduğu türden yetkilerle donatılmaktadır.Uluslararası örgütlerin yukarıda belirttiğimiz görevleri çerçevesinde sahip oldukları yetkilerinin dayanağı kimi zaman ilgili örgütün kurucu andlaşması iken kimi zaman da örgüt organlarının aldığı kararlar olmaktadır.Böylece daha önce de belirttiğimiz gibi öğretinin uluslararası örgütlerin yetkilerini kaynaklarına göre kurucu andlaşmada öngörülen yetkiler ile üstü kapalı yetkiler (implied powers) olmak üzere ikiye ayırdığı gözlenmektedir. Uluslararası örgütlerin yetkilerinin işlevsel açıdan bir değerlendirilmesine gidildiğinde ise üç tür yetki ile karşılaşılmaktadır.

i.kural koyma yetkisi

ii.yargısal yetki

iii.yönetsel yetki

    Uluslararası örgütlerin yönetsel yetkileri de iki bakımdan ortaya çıkmaktadır.

i.uluslararası örgütün merkezi bakımından

ii.uluslararası örgütün yetkisinde bulunan kimi kişiler ve araçlar bakımından.

    Her uluslararası örgüt binalarının bulunduğu bir merkeze (seat or headquarters) sahiptir. Bu merkezde örgütün sahip olacağı ve dolayısıyla ülkesinde bulunan devletin yetkisi dışında kalacak olan yetkileri genellikle ilgili örgüt ile ülke devleti arasında yapılan bir merkez anlaşması ile saptanmaktadır. Böylece ilgili merkez anlaşmaları hükümleri çerçevesinde bir uluslararası örgüt merkezde düzenin ve güvenliğin sağlanmasından genel hizmetlerin yürütülmesine kadar varan değişik konularda yönetim yetkisini kullanmaktadır. Öte yandan uluslararası örgütler görevlilerinin statüsüne çalışma koşullarına vb. ilişkin konularda da ilgili kişilerin kendi hizmetinde bulunması nedeniyle birtakım yönetsel yetkiler kullanmaktadır. Nihayet ender olarak da olsa uluslararası örgütlerin yönetim yetkisi altında bulunmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder